Türk Devleti Türkçü Duruş

Devlet ; toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlıktır. Devletin olmazsa olmaz işlevleri : Sosyal refah, iç düzen, sınır güvenliği , halk sağlığı için uğraşır, bundan meşruiyet kazanır. Hükümet ise bu mekanizmayı ve Devlet’in erklerini yönetecek seçilmişler grubudur. Hükümetler (diktatörlükler hariç) geçicidir , kendini yeniler. Devlet hele de “bizim” diyebildiğimiz devlet, kalıcıdır. Türk Devleti sürdürdüğü gelenekler itibariyle binlerce yıllıktır. Hükümet yahut rejimler misali Ad değişiklikleri olsa bile devlet sistemi hep aynı kalmıştı.
  Öncelikle kavranması gereken şey bu : hükümet ve devlet aynı şey değildir.  Türk Ordusunun geçmişi ise İslamiyet’ten , Hristiyanlık’tan daha evvel , dedemiz Mete Han’a ; tarih olarak da milattan(İsa Peygamberden) önce 209 yılına dayanır. Güzellemeler yapmak maksadı ile doğru düzgün bir ordu geçmişi olmayan Arapların tarihine dayandırmak; yani “Peygamber Ocağı” demek kişinin kendi köküne sövmekten başka bir şey değildir. Devletin önemli iki vasfı olan “iç düzen” ve “sınır güvenliği” Devlet’in en önemli unsuru olan ordunun vazifesidir. Ordu ne kadar güçlü olursa devlette o kadar güçlüdür. Ordu da laçkalıklar boy gösterirse en basit düşman tarafından dahi tî ye alınırsınız. Bu da her türlü ticaretinizin ve itibarınızın zarar görmesi anlamına gelir.  Türkler , Ordu millettir. Her Türk asker doğmaz ; fakat gerektiğinde Subay seviyesinde asker olur. Bunun en iyi ispatı Kuvayı Milliyedir. Daha da özele inersek 40 kişi ile 3000 kişiye karşı Tarsus’u müdafaa etmiş ; Kara Fatma , İbo Osman ve arkadaşlarıdır. Türk devlet anlayışının bir başka boyutu da : Avrupa’da olduğu gibi Devlet için insan anlayışı yerine ; İnsan için devlet anlayışının olmasıdır.  Yani evlat ile devletin mukayesesi yapılmaz. O evladın canını savunmak , savunamadıysa bedelini ödetmek boynunun borcudur Devlet’in. Tabi ki hükümetin öyle bir borcu yok. Mesela 3 vatandaşına karşılık 3bin kişiyi öldürmek bir devlet olma gerekliliğidir. Kendi canından olanı katletmiş devletlerle oturup ısrarla,  korkakça uzlaşmaya çalışmak ise sadece soytarılıktır. Üzerine en ucube insanların , bilmem nerenin krallarının ölümü ile yas ilân edip ; kendi canlarına kıyılırken , bırak yası arsızca ekranlarda sırıtmak , senin canlarına kıyanların mühimmatlarının aynı bölgeye geçişine izin vermek ; sadece “korkak nurcu yobazlara” has bir soytarılıktır!
Türk tarihinde de böyle gafil ve hain Kara Kağanlar başa zaman zaman geçmiş ; Türk Töresini çiğnemiştir. Bunlar netice itibari ile ya öz Milletince ya Tanrıca al aşağı edilmiştir. Muhtemeldir ki aynı şeyleri yeniden yeniden yaşayacağız . Fakat burada ince bir nokta vardır ki o da şu : ne maksatla olursa olsun bir yabancının botu Türk yurdunu çiğneyemez! 
Türkçü şuur ; Türk Devletine , Türk Ordusuna , bunca hain yobaza karşın , her zaman sahip çıkmayı ve bu duruşu hiç bir siyaset maskaralığına mahal vermeden yapmayı gerektirir.
Türk Irkı Var Olsun!
Türk Yurdu Sağ Olsun!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Uyanış şiiri

Öykümüz

Önemli